Kendini Gerçekleştime
Kendini Gerçekleştime
Psikoloğunuza Danışın
Danışanlarımla sohbetlerim esnasında yolum çok sık düşer bu ifadeye. Bundan da öte bilirim ki hayattaki amacımızdır aslında kendimizi gerçekleÅŸtirmek, kendi var olan potansiyelimizi ve kaynaklarımızı ortaya çıkartarak kullanmaya baÅŸlamak. Ama pek çok kiÅŸi farkında deÄŸildir bunun. Farkında olmalarını saÄŸlayacak tek ÅŸey ise farkındalıklarını ortaya çıkartacak kiÅŸi, kiÅŸiler veya yaÅŸam deneyimleridir. Peki, nasıl olur bu kendini gerçekleÅŸtirme? Kendini gerçekleÅŸtirmiÅŸ insanları nasıl anlarız?Â
Kendini gerçekleştirme, kendini, varoluş sebebini, yaşam amaçlarını aramakla başlar. Kim olduğunu, neden bu dünyada olduğunu, kendisini ve çevresindekileri manevi olarak nasıl doyuma ulaştırabileceğini düşünen insan kendini gerçekleştirme yoluna girmiş olan kişidir. Bu kavramı ilk kullanan, hümanist görüşün önemli isimlerinden biri olan ABD’li psikolog Abraham Maslow’dur. Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi teorisine göre insanların motivasyonu dış faktörlerden ziyade kişinin kendi içindeki ihtiyaçlara dayanmaktadır. Bu ihtiyaçları beş basamakta ayırır ve insanın bir alt basamaktaki ihtiyaçlarının karşılanmasının ardından bir üst basamaktaki ihtiyaçlar kategorisine doğru yöneldiğini söyler. Bu ihtiyaçlarımızın son basamağında kendimizi gerçekleştirebiliriz. Kendini gerçekleştirme ise çok az insanın başarabileceği bir şeydir çünkü bu kişiler artık ihtiyaçlar hiyerarşisindeki tüm diğer gereksinimlerle değil, güzellik, hakkaniyet, adalet, doğruluk, sadelik, evrenle bir olma deneyimleri, kişisel gelişim gibi daha üst ihtiyaçlar ile motive olurlar. Peki, neler vardır bu ihtiyaçlar hiyerarşisinin basamaklarında?
İlk önce tüm ihtiyaçlarımız arasında en güçlü ve temel ihtiyacımız olan fizyolojik ihtiyaçlarımız gelir. Bunlar beslenme, barınma, cinsel doyum, dinlenme gibi yaÅŸam ve saÄŸlık için temel biyolojik gerekliliklerdir. Maslow’a göre bu ihtiyaçlarımız doyuma ulaÅŸtığında ihtiyaçlar hiyerarÅŸisinin ikinci basamağı olan güvenlik ihtiyaçlarının karşılanması gereksinimlerimiz baÅŸlar.  Burada fiziksel ve duygusal olarak korunma, güvende olma, sosyal ve duygusal denge, düzen, önceden tahmin edilebilir bir yaÅŸam, mal güvenliÄŸi gibi ihtiyaçlarımız gelir. Dünyadaki birçok insanın ihtiyaçları hiyerarÅŸisinin bu basamağından öte gidemediÄŸi yani bu ihtiyaçlarının doyuma ulaÅŸmadığı söylenir. İhtiyaçlar hiyerarÅŸisinin üçüncü basamağı ise ait olma ve sevgi ihtiyaçlarımızdır. Kabul görme, sevme, sevilme, takdir edilme, baÄŸlı hissetme, bir gruba ait olma, gruplarla ve kiÅŸilerarası yakın iliÅŸkiler kurma bu basamağın ihtiyaçlarıdır. GeliÅŸmiÅŸ ülkelerdeki pek çok kiÅŸinin ise bu basamakta takılıp kaldığı söylenmektedir. Dördüncü basamak ün, prestij, tanınma, saygınlık gibi ihtiyaçlardır ve diÄŸer basamaklar gibi bu basamaÄŸa da bir önceki basamaktaki ihtiyaçlar doyuma ulaÅŸmadan geçilmez. KiÅŸi kendini gerçekleÅŸtirme yolunda ilerledikçe de bu basamaktaki tüm ihtiyaçlar gücünü kaybeder.  BeÅŸinci ve son basamak ise kendini gerçekleÅŸtirmedir, kendi eÅŸsiz potansiyelini anlama ve kendini gerçekleÅŸtirme ihtiyaçlarıdır ve kiÅŸi artık diÄŸer basamaklardaki ihtiyaçlarla motive olmaz. Peki nedir bu kendini gerçekleÅŸtirmiÅŸ insanların özellikleri?Â
1-Gerçeklik algıları daha doğrudur.  Kişinin kendi benliğine, değerlerine, yeteneklerine, sınırlarına ve kimliğine ilişkin tanımı güvenli olduğundan gerçeği çarpıtmazlar veya gerçekliğe karşı savunmaya geçmezler. Savunma mekanizmalarını çok az kullanırlar. Gerçeği olduğu gibi görür ve kabul ederler. Birşeylerin ya da söylenenlerin göründüğünden ve söylendiğinden farklı olabileceğini savunmazlar. Önyargı ve Peşin hükümlere dayanmaz ve dayandırmazlar. Gerçek ve gerçek olmayanı kolayca birbirinden ayırabilirler. Belirsizliklerden korkmaz, geçmişe ve geleceğe odaklanmadan anda ve akışta kalmanın keyfini yaşarlar
2-Kendilerinin ve baÅŸkalarının pozitif ve negatif yönlerini görebilir ve olduÄŸu gibi kabul ederler. Mükemmeliyet beklentileri yoktur.Kendilerinin veya baÅŸkalarının güçlü ve zayıf yönleri onlar için bir tehdit oluÅŸturmaz. Savunmacı ve eleÅŸtirel deÄŸildirler. Toleransları yüksek, hoÅŸgörülü, kendilerini ve baÅŸkalarını affedicidirler. DoÄŸru veya haklı olmak umurlarında bile deÄŸildir. İnsanları kendi düşündükleri gibi düşünmeleri için deÄŸiÅŸtirme ihtiyacı duymazlar ve bireysel farklılıklara saygı gösterirler.Â
3-Basit ve sade yaÅŸamları vardır. İddiasız kiÅŸilerdir. Utanç duymadan duygularını kolaylıkla ifade ederler.Â
4-YaÅŸamda bir misyonları vardır. Görev odaklıdırlar. Çok net hedefleri olan üretken kiÅŸilerdir. Misyonları benmerkezcilikten uzaktır ve genellikle insanların koÅŸullarını geliÅŸtirme ve sıklıkla deÄŸiÅŸtirmeye yöneliktir.Â
5-Mahremiyete ve yalnızlığa ihtiyaç duyarlar. Kendilerine düzenli olarak zaman ayırırlar. Ait olma/hissetme ve sevgi ihtiyaçları karşılandığından yalnızlık çekmeden baÅŸkalarından veya sevdiklerinden ayrılıp yalnızlıkları ile mutlu olurlar. BaÅŸkalarının kendilerine eÅŸlik etmesine ihtiyaç duymamaları ise baÅŸkaları tarafından ilgisiz veya insancıl olmama olarak yanlış yorumlanabilir.Â
6-İstisnai biçimde bağımsız kiÅŸilerdir. Kararları, eylemleri, ve/veya özgüvenleri sosyal beklentilerden, övgüden, eleÅŸtiriden, onaylanma ve onaylanmama durumundan etkilenmez. Hatta çevresindekiler onu tehdit unsuru olarak görebilir.Â
7- Sadece ana odaklanırlar. SaÄŸlık, arkadaÅŸlar, güzel veya kötü geçirilen bir gün farketmez, kabuldedirler. Onlar için bir ÅŸeyi defalarca tekrarlamak aptalca deÄŸildir. Aynı manzaraya aynı keyif ve hazla bakarlar. Aynı filmi aynı heyecanla izlerler. Zaten bu da kendini gerçekleÅŸtirmenin en zor baÅŸarılan özelliklerinden biridir.Â
8-Sipirütüel iç deneyimler yaÅŸarlar ki bunlardır hayatlarını deÄŸiÅŸtiren deneyimlerdir. Bu deneyimleri tanımlamak onlar için çok zordur ama moleküllerinin yeniden düzenlemesi gibi bir benzetme yapabiliriz. An’da gerçekleÅŸen her ÅŸey ile bir olma, bir hissetme deneyimidir ve insan zaman ve mekan kavramının olmadığını iÅŸte o anda deneyimler. Ve bu deneyimden sonra kiÅŸi bir daha asla kendini, baÅŸkalarını, eÅŸyaları, dünyayı kısaca hiçbir ÅŸeyi eskiden olduÄŸu gibi görmez. Gerçek bir dönüşüm deneyimidir. Kabulü, sevgi ve ÅŸefkati, hayret duygusu artar, kaygı , korku ve çatışmaları azalır ve/veya yok olur.Â
9-Tüm insanlık için kaygılanır. İnsanlara yardım etmek, aydınlatmak için gerçek, samimi bir ÅŸefkat ve ilgi duyarlar. BaÅŸkalarının ne yaptığı ile, çevreleri ile ilgilenmezler ve kendilerini hayat amaçlarına adamışlardır.Â
10- Derin kiÅŸilerarası iliÅŸkileri vardır. BaÅŸkaları ile derin ve anlamlı baÄŸlar oluÅŸtururlar. Yakın iliÅŸkiler çok azdır. Partnerlerini geleneksel, steril bir hayat yaÅŸamayı seven kiÅŸilerden seçmez ve hatta evlenmemeyi tercih ederler.Â
11-İnsanlarda din, dil, inanç, etnik köken, cinsiyet, eÄŸitim gibi ayırımlar yapmazlar. Herkes birdir ve aynı teklikten gelmiÅŸtir.Â
12. Ne sebeple olursa olsun ÅŸiddet kabul edilemezdir. DİRENiÅŸleri bile ÅŸiddet içermez.Â
13-Mizah duyguları çok gelişmiştir. Ancak başkalarını iğneleme, dalga geçme, küçümsemeyi komik bulmazlar. Kendilerine dalga geçebilir ve kendilerine gülebilirler. Kendilerini çok severler ve kendilerine acımazlar
14-İçinde bulundukları sosyokültürel normlara uyum saÄŸlamak adına kendi deÄŸerlerinden ve etik ilkelerinden vazgeçmezler.Â
Kendini gerçekleÅŸtirmiÅŸ insan olmak için de bu 14 özelliÄŸin tümü ile tanımlanıyor olmak gereklidir. Siz de bu özelliklerden hangileri var? Zayıf yanlarınızı güçlendirmek için ne tür adımlar attınız? Kendinizi tanıyor musunuz? Amaç ve hedeflerinizi üzerinde ne kadar düşünüyorsunuz? Kendiniz için neler yapıyorsunuz?Â
Bahar Erden
Uzman Psikolog / Çift ve Aile Danışmanı (Çift, Aile, Çocuk ve Ergen Sorunları)
MuÄŸla/Marmaris
İletişim:0530 640 29 70